Bilim insanları son 10 yıldır uzayın çok uzak bir köşesinden gelen radyo sinyallerinin sırrını çözmeye çalışıyordu. Ve doğal olarak herkes, “Uzaylılar bize bir şey anlatmaya çalışıyor olabilir mi” diye soruyordu. İşte bu sinyallerin sırrı, nihayet çözldü.
Son 10 yıldır bilim insanları, uzayın uzak bir bölgesinden her iki saatte bir alınan gizemli radyo sinyalleriyle meşguldü. Bu sinyallerin kaynağı, uzun süren araştırmalar ve tahlillerin akabinde nihayet ortaya çıkarıldı.
Bilim insanları, bu radyo dalgalarının ILTJ1101 olarak isimlendirilen, uzun zaman önce ölmüş bir yıldızın yer aldığı ikili bir sistemden yayıldığını tespit etti. Sistem, birbirlerinin yörüngesinde aşırı yakın bir şekilde dönen bir beyaz cüce ve bir kırmızı cüceden oluşuyor. Bu iki yıldız, manyetik alanlarının çarpışmasıyla devasa bir radyo darbesi oluşturuyor. Yıldızların düzenli yörünge hareketleri sayesinde, bu radyo darbeleri her 125 dakikada bir gerçekleşiyor ve adeta kusursuz bir kozmik saat gibi işliyor.
Sinyallerin kaynağı nerede?
Araştırmacılara göre ILTJ1101 sistemi, Dünya’dan yaklaşık 1.600 ışık yılı uzaklıkta ve Büyük Ayı takımyıldızı yönünde bulunuyor. Bu keşif, tekrarlayan uzun radyo darbelerinin, magnetar olarak bilinen yüksek manyetize bir nötron yıldızından gelmediğinin ilk sefer gözlemlendiği bir durumu temsil ediyor. Bu, bilim topluluğu için çok önemli bir dönüm noktası.
Sinyallerin bir uzaylı uygarlığından kaynaklandığına dair kimi spekülasyonlar olsa da, bu teoriler çürütüldü. Çoğu kişi için bu durum bir hayal kırıklığı yaratabilir, lakin bilim insanları için bu sinyaller inanılmaz derecede değerli. Zira buna benzer radyo dalgalarının kökenini anlamak, gelecekte aynı sinyallerin çok daha süratli ve kolay bir şekilde sınıflandırılmasını mümkün kılacak.
Bu keşif, vakitte kainatın karmaşık yapısını ve içinde barındırdığı dinamikleri anlamamız için yeni kapılar açıyor. Örneğin, ILTJ1101 gibi sistemleri incelemek, evrenin tarihine dair daha derin bilgiler edinmemizi sağlayabilir. Araştırmacılar, buna aynı sinyallerin, bir beyaz cüce ve kırmızı cüce arasındaki etkileşimlerin incelenmesi konusunda eşsiz bir imkan sunduğunu belirtiyor.
İster uzaylılardan gelen bir mesaj hayal etmiş olalım ister kozmosun sırlarını çözmek için bir ipucu, bu gizemli sinyaller dünya dışı hayata dair sorularımıza direkt bir cevap olmasa da, kozmosun büyüleyici tabiatına dair yeni keşiflerin önünü açıyor.