Ay’ın karanlık yüzündeki meteor çarpmalarını inceleyen bilim insanları, jeolojik bir sürprizi ortaya çıkardı: Düşündüğümüzden çok daha “canlı” olabilir…
Yeni bir araştırma, Ay’ın jeolojik açıdan düşündüğümüzden çok daha canlı olabileceğine dair ispatlar bulunduğunu söylüyor.
Uydumuz Ay’da, Ay’ın jeolojik olarak faal olduğu milyarlarca yıl önce oluşmuş, “mares” olarak bilinen geniş havzalar var. Bilim insanları uzun vakittir bu mares’lerin “ölü” olduğuna, milyarlarca yıl önce jeolojik aktiviteyi sonlandırdığına inanıyorlardı. Fakat son yıllarda, Ay’ın (nispeten) yakın geçmişte biraz daha etkin olabileceğine dair ipuçları ortaya çıktı.
Yeni çalışmada, araştırmacılar Ay’ın ne kadar yakın vakitte etkin olduğunu tahmin etmeye çalıştılar. Bunu ilk olarak, gelişmiş haritalama ve modelleme tekniklerini kullanarak Ay’ın uzak tarafında daha önce bilinmeyen 266 sırtı belirleyerek yaptılar. Sırtların yaşlarını tahmin etmek için ekip daha sonra kraterleri saymaya başladı.
Bilim insanları, “bir yüzey ne kadar çok kratere sahipse, o kadar eskidir; yüzeyin daha fazla krater biriktirmek için daha fazla vakti vardır. Bu küçük sırtların etrafındaki kraterleri saydıktan ve sırtların kimilerinin mevcut çarpma kraterlerini kestiğini gördükten sonra, bu arazi formlarının son 160 milyon yılda tektonik olarak faal olduğuna inanıyoruz” diyor.
Meteor çarpma kraterlerinden anlaşıldığı kadarıyla sırtlar, etraftaki bölgeden bariz şekilde daha gençti ve bu da beklenenden daha yeni bir oluşumun göstergesi olarak kabul ediliyor.
Ekip, küçük mare sırtlarının (SMR’ler) Ay’ın yakın tarafında bulunanlara olduğunu buldu ve bu da bir sistem tarafından ortaya çıkartıldığını gösteriyor. Ekip, bunun Ay’ın soğudukça küçülmesine ve Ay’ın yörüngesindeki değişikliklere bağlı olduğunu düşünüyor.
İlginç olmakla birlikte, daha fazla çalışmaya ihtiyaç var. Ekip, Ay’a yapılacak yeni misyonların Ay’daki jeolojik aktivite ve bunun bugün bile devam edip etmediği konusunda kimi karşılıklar sağlamaya yardımcı olacağını umuyor.