Bir ürünün fiyatı arttıkça daha çok satıldığını söylesek, bize inanır mısınız? Kulağa ekonomik kurallara meydan okuyan bir durum aynıi geliyor, değil mi? Zira hepimiz biliriz ki fiyat yükseldikçe talep düşer. Pekala ya tam aksisi oluyorsa?
İşte bunu, Veblen tesiri ile açıklayabiliyoruz. Bilhassa birtakım ürünlerin fiyatları ne kadar yükselirse, arzu da o kadar artıyor.
Peki bu durum sırf bir “şımarıklık” mı, yoksa farkında olmadan hepimiz de bu tesirin bir kesimi mıyız?
Veblen tesiri, bir ürünün fiyatı arttıkça talebin de arttığını gösteren bir durumdur.
Bir saat alacaksanız, fiyatı uygun olandan fazla biraz daha maliyeti yüksek bir saat tercih edersiniz. Bu, ruhsal bir durum olmasının yanı sıra Veblen tesirinin bir kesimi. Olağanda bir tişört, uçuk fiyatlara sahipse pek tercih edilmez. Lakin bu durum, lüks tüketim eserlerinde tam bilakis dönüyor.
Aynı durum bir parfüm, pırlanta ya da lüks arabalar için de geçerli. Bu eserler, Veblen ürün olarak geçiyor. Daha anlaşılır bir sözle, fiyat arttıkça talebin arttığı eserler bunlar.
Bu kavram, Thorstein Veblen ile hayatımıza girdi.
Veblen, bu kavramı “gösterişçi tüketim” olarak kullanıyordu. 1900’lerde Veblen, bu kavramı aristokrat sınıfın ekonomik davranışlarını araştırırken kullandı. Bugün ise Cartier, Rolls-Royce, Aston Martin, Lamborgini, Vakko ve daha pek çok markalar, tam da bu nedenle “lüks” olarak algılanıyor.
Lüks ürünler, ihtiyacı gidermekten fazla zevk için satın alınıyorlae. Bundan Ötürü bu alma dürtüsünün altında da ruhsal tesirler yatıyor.
“Zenginlik sinyali” veren her ürün, Veblen tesiri oluşturabilir.
Her yüksek fiyat, iyi bir kalite midir? Aslına bakarsanız pek de o denli değil. Bu duruma en iyi örnek, meşhur viski markası Chivas Regal’in ismini duyurduğu olaydır. Piyasaya ilk girdiğinde ürünlerini satmakta epeyce zorlanan marka, etiket fiyatını apansızın aşırı yükseltmişti. Ve o yüksek etiket fiyatından sonra da Chivas Regal, satış rekorları kırdı.
Veblen ürünleri, gösterişli tüketime hitap ettiğinden genelde lüks ürünlerin bu sınıfta yer aldığını görürüz. Aslında fiyatını hak edecek bir kalitede ürün ortada görmek mümkün olmayabilir, lakin insanlar, uçuk fiyatları o markalara bir “sosyal sınıfa” ait olmak için verirler.
Bu tesir, sadece ürün bazında da değildir.
Sadece satın alma odaklı bir esere karşı bu tesir yaşanmıyor. Bir hastaneye gidilecekse en pahalı hizmeti veren hastane tercih edilirken, bir lisan kursunun en kıymetlisi, bir restoranda en pahalı içki tercih edilebilir. Halbuki verilen hizmet, hepsinde de derhal hemendır.
Olay aslında zenginliğin reklamını yapmakla ilgili. Zira ürün, kalite ve hizmette hiçbir fark yoktur. Oluşan yalnızca ruhsal bir algıdan ibaret. Bilhassa lüks otomobillerde, mücevherde ve giysilerde karşımıza çıkan Veblen tesiriyle zaman zaman hayatın belli noktalarında müsabakamız mümkün.