Dünyanın dört bir yanındaki bu büyük kentler, yavaş yavaş okyanusa batıyor

İklim değişikliği, sadece Antarktika’daki buz sahanlıklarını eritmekle kalmıyor; dünyanın dört bir yanında birçok sıkıntıya da yol açıyor. Lakin en önemli tesirlerinden biri, büyük kentlerin okyanusa gömülme riskiyle karşı karşıya kalması. Bu durum abartı görünebilir, lakin ispatlar giderek daha açık hale geliyor.

NASA’nın varsayımlarına göre, deniz düzeyleri önümüzdeki yüzyıl içinde 1 ila 2 metre yükselebilir. İlk bakışta bu sayılar küçük görünüyor olsa da, dünya genelindeki kentlerin birçoklarının deniz düzeyine yakın olması, sadece bir metrelik bir artışın bile korkutucu sonuçlar doğurabileceği manasına geliyor. Mısır’daki İskenderiye, bu riskle yüzleşen en dikkat cazip kentlerden biri.

Akdeniz kıyısında bulunan ve 5,7 milyon kişinin yaşadığı Mısır’ın en büyük ikinci kenti İskenderiye’nin, deniz düzeylerinin yükselmesi durumunda yarısının 2050’ye kadar sular altında kalabileceği öngörülüyor. Ayrıyeten Nil Deltası’ndaki su düzeyi yükseldikçe, hem tarihi kalıntılar hem de yaşayan kasabalar yok olma tehlikesiyle karşı karşıya.

Endonezya’nın başşehri Cakarta, her yıl 17 santimetrelik bir süratle suya batıyor. Bu durum, kentin bataklık bir alana kurulmuş olması ve 13 ırmağın buradan geçmesiyle daha da kötüleşiyor. Ayrıyeten Cakarta, etkin sarsıntı bölgeleriyle çevrili. Bu problemleri çözmek maksadıyla Endonezya hükümeti, Cakarta yerine 2045 yılına kadar yeni bir başkent inşa etmeyi planlıyor.

Miami ve daha fazlası

ABD’nin Miami şehri de bu tehditle karşı karşıya. Miami-Dade County’nin yarısından fazlası, deniz düzeyinin sadece 2 metre üzerinde bulunuyor. Şayet kestirimler gerçekleşirse, kentin %60’ının 2060 yılına kadar su altında kalabileceği belirtiliyor.

Bangkok, Dakka, Lagos, Yangon, Kalküta, Manila ve Guangdon-Hong Kong-Makao mega kenti yerler de aynı riskler taşıyor. Bu gerçekler, iklim değişikliğiyle mücadelenin ne kadar hayati olduğunu bir defa daha ortaya koyuyor.