Elon Musk’ın uydu internet hizmeti Starlink, her yıl yörüngeye yüzlerce yeni uydu yerleştiriyor. Peki ama şu anda uzayda kaç tane Starlink uydusu var? Herkes bu durumdan memnun mu?
Dünyanın dört bir yanındaki uzak ve erişimi zor bölgelere internet bağlantısı götürmeyi amaçlayan Starlink, uzay tabanlı uydudan internet hizmetleri alanının şu andaki lideri. Elon Musk’ın sahibi olduğu SpaceX’in bir alt projesi olarak hayata geçirilen sistem, özellikle kırsal alanlarda yaşayanlar ve sürekli seyahat eden kullanıcılar için cazip bir seçenek haline gelmiş durumda. Kullanıcılar, internet bağlantısını yanlarında taşıyabilmenin özgürlüğünü yaşarken, Starlink de sunduğu hız ve erişim kapasitesiyle geleneksel sağlayıcıları geride bırakıyor.
Karasal altyapıya ihtiyaç duymayan bu sistem, sadece yerleşim yerlerinde değil, kamp alanlarında, karavan yolculuklarında ya da uzak görev noktalarında da kesintisiz bağlantı sunmayı hedefliyor. Starlink Mini gibi taşınabilir donanımlar da, bu hedefi bir adım daha ileri taşıyor.
Uydu interneti dendiğinde, Starlink şu anda Viasat gibi rakiplerinin önünde yer alıyor. Hız, kurulum kolaylığı ve küresel kapsama açısından daha gelişmiş bir seçenek olarak değerlendiriliyor. Amazon’un üzerinde çalıştığı Project Kuiper projesi ise gelecekte Starlink’e alternatif olabilir; ancak proje halen geliştirme aşamasında ve henüz kamuya açık değil.
Yörüngede kaç Starlink uydusu var?
Starlink’in şu anki başarısında en büyük pay, sahip olduğu devasa uydu filosuna ait. 25 Eylül 2025 itibarıyla, alçak Dünya yörüngesinde aktif olan 8.475 Starlink uydusu bulunuyor. SpaceX, bu sayıyı 42.000’e çıkarmayı planlıyor. Karşılaştırmak gerekirse, 1957’den bu yana uzaya toplamda 23.000 civarında uydu fırlatıldı ve bunların sadece 15.000 kadarı halen yörüngede. Bu da Starlink’in ne denli büyük bir uydu ağına sahip olduğunu gözler önüne seriyor.
Her fırlatma başarıyla sonuçlanmıyor. Özellikle güneş aktiviteleri, yörüngedeki uydular üzerinde ciddi etkiler yaratabiliyor. Örneğin, Şubat 2022’de yaşanan jeomanyetik bir fırtına, yeni fırlatılan 49 uydudan 40’ının bir gün içinde yörüngeden çıkmasına neden olmuştu. Benzer bir durum Temmuz 2024’te de yaşandı; erken fırlatılan 20 uydu atmosfere girerek yanarak yok oldu.
Bu gibi kayıplar, Starlink’in uydularını düşük yörüngede konumlandırmasının bir yan etkisi olarak değerlendiriliyor. Yüksek hızlı internet bağlantısı için bu alçak yörünge avantaj sağlasa da, uzaydaki atmosferik koşullar karşısında uydular daha savunmasız hale geliyor.
Herkes bu durumdan memnun mu?
Starlink’in büyümesi bazı çevrelerde heyecanla karşılanırken, bazı kesimler ciddi endişeler taşıyor. Özellikle gökbilimciler, artan uydu sayısının astronomik gözlemler üzerindeki olumsuz etkilerine dikkat çekiyor. Geceleri gökyüzünde daha fazla parlak nokta görmek, sadece estetik bir mesele değil; bilimsel gözlemleri doğrudan etkileyen bir durum.
Uluslararası Astronomi Birliği, 2019’da yaptığı açıklamada bu konudaki rahatsızlığını dile getirmişti. Uydu yüzeylerinin güneş ışığını yansıtması, hassas teleskop görüntülerini bozabiliyor. Ayrıca, bu uyduların yaydığı radyo sinyallerinin de bazı astronomik ölçümleri zorlaştırdığı belirtiliyor.
Öte yandan, SpaceX CEO’su Elon Musk, bu eleştirilere karşı, Starlink uydularının gökyüzündeki etkisinin neredeyse sıfır olduğunu savunuyor. Musk, kullanıcıların büyük çoğunluğunun bu uyduları fark etmediğini, sistemin astronomiyle çakışacak bir düzeyde olmadığını belirtiyor.