Fabrikasız bir modelle yola çıkan ve GPU’yu icat ederek modern yapay zeka çağını başlatan Nvidia’nın kökleri, bir isim arayışı sırasında ortaya çıkan çarpıcı bir fikre dayanıyor. Şirket, kurucularının hırsını adıyla bütünleştirerek dev bir güç haline geldi.

Günümüzde yapay zeka ve grafik işlemci pazarının liderlerinden biri olan Nvidia, mütevazı bir başlangıçtan küresel bir teknoloji devine dönüşümün hikayesini taşıyor. Şirketin kurucuları, rakiplerinin bile boy ölçüşmek isteyeceği, yeni bir teknoloji standardı yaratma hırsıyla yola çıktı. Bu hırs, şirketin Latince’de “kıskançlık” anlamına gelen “invidia” kelimesinden türetilmiş ismine bile yansıdı.
Nvidia’nın kurucuları, ilk yıllarından itibaren, geleneksel merkezi işlem birimlerinin, yani CPU’ların 3 boyutlu görsellerin ve oyunların yoğun işlem gücü gerektiren yüksek paralellik taleplerini karşılayamayacağını öngörmüştü. Bu teknik içgörü sayesinde, genel amaçlı işlemciler yerine tamamen grafik hesaplamalarına odaklanmayı seçtiler. Yıllar geçtikçe, en iyi grafik kartlarını üretmekten, günümüzün pazarına yön veren komple yapay zeka mimarileri oluşturmaya doğru evrildiler.
Nvidia’nın doğuşu ve isim tercihi
Nvidia, 5 Nisan 1993 tarihinde, günümüzün popüler CEO’su Jensen Huang, Chris Malachowsky ve Curtis Priem tarafından kuruldu. Merkezi Kaliforniya’da bulunan şirket, başlangıçta “fabrikasız” bir model benimsedi. Yani çip tasarımlarını kendileri yapacak, ancak üretim süreçlerini üçüncü taraf üreticilere devrederek hızlı bir şekilde ölçeklenme avantajı elde edeceklerdi.
Şirketin isminin seçilme süreci ise oldukça ilginç bir hikayeye dayanıyor. Kurucular başlangıçta kendi isimlerinin “Primal Graphics” (Priem ve Malachowsky’den geliyor) gibi anagramlarıyla denemeler yaptı, ancak bu fikir Jensen Huang’ı denklemden dışarıda bırakıyordu. Üç kurucunun ismini de birleştirecek tatmin edici bir isim bulunamadı. Bir süre, tasarımlarını ve dosyalarını etiketlemek için “Sonraki Sürüm” anlamına gelen “NV” kısaltmasını bir yer tutucu olarak kullandılar.
“NV” harfleriyle yapılan bu denemeler sonucunda, kurucular başlangıçta şirkete “Nvision” adını vermeyi planladı. Ancak bu isim, o dönemde var olan bir tuvalet kağıdı şirketinin adı olan “Envision“a fazlasıyla benziyordu. Sonunda, Latince “invidia” kelimesinin bilinçli bir uyarlaması olan Nvidia ismine karar kıldılar. Bu isim seçimi, şirketin başkalarının imreneceği ve kıskanacağı ürünler üretme vizyonunu net bir şekilde vurguluyordu. Bu düşünce, markanın görsel kimliğine de yansıdı; logo bir göz motifini içeriyor ve “kıskançlıktan yeşil” imasına atıfta bulunarak yeşil rengi benimsiyordu.
Oyun grafiğinden yapay zeka devine dönüşüm
Nvidia, 1999 yılında Grafik İşlemci Birimi’ni, yani GPU’yu icat ettiğini iddia ediyor ve bu icat, şirketin PC oyun pazarındaki büyümesini tetikledi. Ancak asıl büyük dönüşüm, bu çip mimarilerinin yapay zeka çağını ateşlemesiyle gerçekleşti. Gerçek zamanlı grafikler için geliştirilen paralel işlem yeteneği yüksek mimarilerin, nöral ağların yoğun hesaplama talepleri için de ideal olduğu anlaşıldı. Böylece Nvidia, oyun grafikleri alanındaki uzmanlığını hızlandırılmış hesaplama pazarında lider bir konuma taşıdı.
Günümüzde Nvidia çipleri sadece oyuncu bilgisayarlarında değil; veri merkezlerinde, sürücüsüz araçlarda, robotik sistemlerde ve büyük ölçekli yapay zeka eğitimlerinde temel altyapı olarak kullanılıyor. Şirket, yazılım ekosistemi ve geliştirici araçları sayesinde yapay zeka hızlandırıcı pazarının yaklaşık yüzde 80’ini elinde tutarak standart belirleyici olmaya devam ediyor.
AMD ve Intel gibi büyük rakiplerin GPU ve hızlandırıcı yatırımlarını artırmasına rağmen, Nvidia performans ve ekosistem üstünlüğü ile sektördeki konumunu koruyor.