Market alışverişi yaparken kapıdan içeri girer girmez bizi karşılayan rengârenk meyve ve zerzevat reyonları, âdeta bir sanat galerisinde geziyormuş hissi yaratır. Neden alışverişe çoğu zaman bu taze ve canlı eserlerle başlıyoruz?
Pratt Enstitüsünde mimarlık öğrencisi Reeves Connelly’nin bu mevzuda bir iddiası var.
Sadece estetik korkularla sınırlı olmayan bu nedeni öğrendikten sonra bakalım kendisine hak verecek misiniz?
Market dizaynlarında her kısmın bir amaçladığı var.
Marketlerin ortalarında kullanılan teşhir havuzlarından, kasa yanındaki reyonlara kadar hepsinin temel amaçladığı bizi alışverişe yönlendirmek.
Ancak Reeves, bunun ötesinde bir tecrübe aktarıyor ve marketlerde meyve ve zerzevat reyonlarının girişte olmasının sebebini abur cubur alışverişine bağlıyor. Yani önce sağlıklı yiyecekler alarak kendimizi daha iyi hissediyoruz ve ziyanlı yiyeceklere yönlendiğimizde suçluluk hissimizi bastırıyoruz.
Peki ya yumurta ve süt neden geride duruyor?
Reeves, yumurta ve süt gibi temel ihtiyaçlarımızın marketlerin arka taraflarında olmasının nedeni olarak ise market içinde daha fazla gezmek olduğunu söylüyor. Güya doğru mu söylüyor?
Şekerli besinlerin göz hizasında olmasının nedeni olarak ise çocukları gösteriyor. İstiyorlar ve alıyoruz zira artık kaçınılmaz yerdeyiz.
Meyve ve zerzevat reyonları hakkında bir araştırma daha var.
Gıda Pazarlama Enstitüsünün raporuna göre meyve ve sebzeler ne kadar iyi ve taze olursa markete olan güvenimiz o kadar artıyor ve daha fazla alışveriş yapma eğiliminde oluyoruz. Görünüşün satın almadaki tesirini düşününce bunda da haksız değiller sanırız ki.
Sizce de meyve ve zerzevat satın aldıktan sonra abur cuburlar konusunda kendimizi mi kandırıyoruz?
Bunu da mı düşünmüşler?