Siber hatalılar, yapay zekayı kullanarak sistemlere nasıl daha süratli sızabiliyor? Yeni bir araştırma, pek çok korkutucu gerçeği gözler önüne serdi.
Yapay zeka, dünya genelinde işletmelere yardımcı olmanın yanı sıra siber güvenlik ekipleri ve bilgisayar korsanları tarafından da süratle benimseniyor. Bu benimseme ise, siber güvenlik alanında büyük değişiklikler yaratıyor.
Güvenlik şirketi ReliaQuest’in yeni araştırmasına göre, siber hatalılar artık çok daha süratli bir şekilde sistemlere giriyor ve ilk erişim ile yatay hareket arasındaki ortalama süre sadece 48 dakika.
İlginç bir şekilde, bilgisayar korsanları artık şifrelemeye daha az güveniyor. Tüm ihlallerin %80’i bilgi sızdırmayla ilgili, lakin yalnızca %20’si şifreleme içeriyor. Birçok saldırgan, şifrelemeden tamamen vazgeçerek yalnızca data hırsızlığına odaklanıyor. Bu, “daha süratli ve daha karlı bir yaklaşım” olarak görülüyor.
Bu durum, şirketlerin fidye ödemeye daha az meyilli olduğunu ve bilgisayar korsanlarının fidye talep etmek yerine çaldıkları bilgileri satmayı tercih ettiğini gösteriyor. Daha evvelki araştırmalara göre, fidye yazılımlarının yarısından daha azı ödemeyle sonuçlanıyor ve fidye ödeyenlerin sırf %7’si bilgilerini tam olarak kurtarabiliyor. Elhasıl, fidye hücumları çoğunlukla her iki tarafın da ziyanda olmasıyla sonuçlanıyor.
Araştırma ayrıyeten, kimlik avının en iyi ilk erişim tekniği olduğunu ve bu taarruzların %30’unun kimlik bilgisi toplamayı içerdiğini gösteriyor. Sosyal mühendislik hücumları da gelişiyor ve artık bu akınların %14’ü “sesli kimlik avı” içeriyor. Bu akınlar, yüksek hacimli destek taleplerini yönetmek için gereken “sık BT etkileşimleri ve hoşgörülü yardım masası politikaları” nedeniyle bilhassa üretim kesimini hedef alıyor.
Bu bulgular, güvenlik ekiplerinin önümüzdeki aylarda önceliklerini yeniden belirlemeleri ve şirketlerin 2025 yılında savunmalarını güçlendirmeleri gerektiği manasına geliyor. ReliaQuest’in raporu, artık şirketlerin yalnızca şifrelenmiş sistemleri geri yüklemeye odaklanmak yerine, “veri kapalılığını korumak, prestij risklerini yönetmek ve düzenleyici gerekliliklere ahengi sağlamak” için de çalışmaları gerektiğini belirtiyor.