Doğu Afrika’da yaşanan ve 6.000 hayvanın birlikte hareket ettiği büyük Nil göçü, bugüne dek gördüğümüz en büyük kara göçü olarak tarihe geçti.
Doğu Afrika’da kaydedilen ve yaklaşık 6 milyon antilobun birlikte yaptığı seyahat, şimdiye kadar kaydedilen en büyük kara memelisi göçü olarak dikkat çekiyor. Büyük Nil Göçü’nün boyutu yakın vakitte Afrika Parkları ile Güney Sudan Hükümeti arasında devam eden bir projeyle ortaya çıktı.
28 Nisan – 15 Mayıs 2023 tarihleri arasında gerçekleşen mevsimin ilk yağışlarının akabinde uçaklar, Güney Sudan’ın doğusundaki Boma Badingilo Jonglei Bölgesi’nde kapsamlı bir hava araştırması gerçekleştirmek için kullanıldı ve yaklaşık 5 milyon beyaz kulaklı kob, 300.000 tiang, 350.000 Mongalla ceylanı ve 160.000 Bohor kamuş antilobu göçünü belgeledi.
African Parks CEO’su Peter Fearnhead, yaptığı açıklamada, “Bu araştırmanın sonuçları hakikaten şaşırtan. Göçün etkileyici boyutu, sırf son derece karmaşık bir ortamda gelecekte de hayatta kalmasını sağlama sorumluluğuyla eşdeğerdir” dedi.
Araştırma, galavante antilopların yanı sıra fillerin, zürafaların, aslanların ve çita popülasyonlarının da bölgede varlığını sürdürdüğünü buldu. aynı bir şekilde, açık gagalı leylek, marabu leyleği, sarı gagalı leylek, Abdim leyleği, yün boyunlu leylek, kara taçlı turnalar, balıkçıllar ve çeşitli akbaba tipleri de dahil olmak üzere büyük kuşlardan oluşan devasa popülasyonların hala mevcut olduğu görülüyor.
Bu, bölgede yaban hayatının bol olduğu manasına gelse de biyolojik çeşitliliğin sayısız tehditle karşı karşıya olduğunu da gösteriyor. 1980’lerde yapılan araştırmalarla yapılan karşılaştırmalar, fil, yaban domuzu, çita, su aygırı ve bufalo “hareketsiz cinslerin birçoklarında felaket boyutunda bir düşüş” yaşandığını gösteriyor. Fearnhead, ana tehditlerden birinin yasadışı kaçak avcılık olduğunu ve bunun “daha önce hiç şahit olmadığımız bir ölçeğe” ulaştığını söyledi.
Ayrıca Güney Sudan’da yaşanan kanlı iç savaş ve etnik şiddet de yerel halkın yanı sıra yırtıcı hayatı etkiliyor. Çatışmalar, insanların büyük acı çekmesine neden olmanın yanı sıra, hayvanların hareketini de etkiledi ve yaban hayatı araştırmalarını neredeyse imkansız hale getirdi. Ülke toparlanmaya çalışırken, bu varlıklı ekosistemlerin geleceği sonuçta bölgedeki insan münasebetlerinin nasıl çözüleceğine bağlı olabilir.