80 yaşınıza gelip yaşlandığınızı düşünüyorsanız, bu aslında yalnızca aklınızdaki bir yanılsama olabilir. Çünkü zaman hakkındaki yeni teori, zaman kavramı hakkında bildiklerimizi kökünden sarsıyor.
Zaman kavramı hakkındaki yeni bir teori, bir vakitler fizikî gerçekliğimizin temel ögesi olduğunu düşündüğümüz vaktin aslında yalnızca kuantum dolaşıklığın yarattığı bir yanılsama olabileceğini öne sürüyor. Bu ayrıntı aklınızı karıştırdıysa ya da çok karmaşık geldiyse sorun yok, zira “zaman” şimdi kimsenin net şekilde çözemediği çok karmaşık bir mesele.
Bu yeni teorinin özünü anlamak için kuantum dolaşıklığı da dahil olmak üzere birkaç şeyi anlamamız gerekiyor. En temel tarifiyle kuantum dolaşıklık, iki objenin ayrılmaz bir şekilde birbirine bağlı olması ve birine müdahale edildiğinde, aralarında ne kadar aralık olursa olsun oburunun de bozulmasıdır. Ayrıyeten “genel görelilik” dediğimiz kavramla vaktin nasıl çalıştığını da anlamamız gerekiyor.
Genel görelilik, vaktin evrenimizde pişirildiğini, fizikî gerçekliğimizin uzay-zamanda belli olduğini ve yerçekiminin varlığında vaktin bükülüp genişleyebileceğini söylüyor; yani zaman dünyanın yüzeyinde farklı akarken, uzayda farklı ya da güneşin etrafında farklı, bir kara deliğin yakınında çok daha farklı akıyor. Ancak kuantum teorisi vaktin hiçbir şekilde bükülemeyeceğini söylüyor.
Şimdi yeni bir teori var
Pek çok fizikçi, her iki teoride de zaman tarifinin dengeli olması gerektiğine inanıyor. İşte bu maksatla Alessandro Coppo ve diğer araştırmacılar vakti tanımlamanın yeni bir yolunu aramaya başladılar.
Yeni teorinin özeti ise şu ki, zaman tamamen kuantum dolaşıklığın bir sonucu olarak ortaya çıkıyor. Bir objenin zamanla değişiyor gibi görünmesinin tek sebebi onun bizi kapsayan zaman algısına bağlı olması. Oysa kainatı dışarıdan gözleyen biri onu tamamen durağan ve değişmez olarak görecektir.
Bu yeni teori üzerine diğer bilim insanları da tartışmaya dahil olacak ve zaman hakkında yeni bir “genel kabul gören” alternatif teori ortaya çıkacak gibi görünüyor.