1 Ekim 2025 sabahı, henüz keşfedilmemiş bir gök cismi, Antarktika üzerinde sadece 420 kilometre mesafeden hızla süzüldü. Bu, onu kaydedilen en yakın ikinci geçiş rekorunun sahibi yaptı. Ama bu hızlı ziyaretçi, ancak yanımızdan geçip gittikten saatler sonra fark edilebildi.
Astronomlar, gezegenimize şimdiye kadar ölçülen en yakın ikinci asteroid geçişini kaydetti. Ancak bu hızlı ziyaretçi, çoğu zaman olduğu gibi, yanımızdan geçip gittikten sonra ancak tespit edilebildi.
Amerika Birleşik Devletleri’ndeki hükümet kısıtlamaları nedeniyle NASA’nın sessiz kaldığı bu olayı Avrupa Uzay Ajansı (ESA) doğrularken, bu “keşfedilemeyen” gök cisminin yörüngesi, erken uyarı sistemlerinin ne kadar kritik olduğunu bir kez daha gösterdi.
1 Ekim 2025 sabahının erken saatlerinde, henüz kimsenin haberi yokken 2025 TF olarak adlandırılan küçük bir asteroid, Dünya’ya inanılmaz bir mesafede yaklaştı. Yörünge hesaplamalarına göre, asteroidin gezegenimizin merkezine olan mesafesi sadece 6.790 kilometre idi.
Bu rakam kulağa uzak gelse de, gerçek yakınlığı anlamak için Dünya’nın yüzeyinden ölçüme bakmak gerekiyor. 2025 TF, Antarktika üzerinde sadece 420 kilometre yükseklikten geçti. Karşılaştırmak gerekirse, bu irtifa, Uluslararası Uzay İstasyonu (UUİ)’nun yörüngesinden yalnızca biraz daha yüksek. Başka bir deyişle, bu uzaydaki ziyaretçi, genellikle uyduların yörüngede kalmaması için tasarlanan, düşük irtifalı görevlerde kullanılan bir alandan hızla süzüldü.
İlk tahminler asteroidin daha da yakından geçmiş olabileceğini düşündürse de, bu mesafe bile 13 Kasım 2020’de Dünya merkezine 6.746 kilometre mesafeden geçen 2020 VT4 adlı asteroidin ardından kaydedilen en yakın ikinci geçiş rekoru oldu.
Keşif neden geç kaldı?
Tahminlere göre 1 ila 3 metre çapında olduğu düşünülen 2025 TF, gezegenimizin yanından geçtikten saatler sonra Catalina Sky Survey tarafından tespit edildi ve ESA’nın Gezegen Savunma Ofisi tarafından gözlemlendi. Bu boyuttaki bir cisim Dünya için küresel çapta ciddi bir tehdit zaten oluşturmazdı. Saniyede 21 kilometre gibi muazzam bir hıza sahip olsa bile, atmosferimize girdiğinde parçalanır ve büyük bir yıkıma neden olmazdı; özellikle Antarktika gibi ıssız bir bölgeye düşmesi halinde zararı neredeyse sıfır olurdu.
Ancak bu tür yakın geçiş olaylarının geç fark edilmesi, erken uyarı sistemlerindeki boşlukları bir kez daha gündeme taşıyor. Arizona’daki Kitt Peak Gözlemevi‘nin nesneyi en yakın geçişten yaklaşık beş saat sonra fark etmesi, halen tam olarak güvenilir olmayan erken uyarı ağlarımızın ne kadar hassas olması gerektiğini hatırlatıyor.
Astronomlar, 2025 TF’nin Güneş etrafında gezegenlere göre çok daha eliptik, yaklaşık 2,06 yıllık bir yörüngeye sahip olduğunu ve Mars’ın ötesindeki ana asteroid kuşağına kadar gidip, Venüs’ün yörüngesinden bile biraz daha içeriye kadar yaklaştığını hesapladı.
Daha büyük ziyaretçiler de tespit edilemiyor
Uzay ajansları bu yıl içinde Ay’dan daha yakın bir mesafeden geçen 100’den fazla asteroid gözlemleyerek tespit yeteneklerini geliştirmeye devam etse de, büyük ve potansiyel tehlike taşıyan cisimlerdeki kör noktalar endişe yaratıyor.
2025 TF’nin geçişinden sadece birkaç hafta önce, 2025 RM1 adlı başka bir asteroidin, Ay’a olan mesafenin dörtte biri kadar bir yakınlıktan geçtiği tespit edilmişti. 31 ila 69 metre arasında bir çapa sahip olan bu cisim, boyutu nedeniyle “tehlikeli” sınıfında yer alıyordu.
Bu büyüklükte bir asteroidin çarpması çok daha ciddi sonuçlar doğurabilir. Ne yazık ki, tıpkı 2025 TF gibi, bu potansiyel tehlike de Dünya’yı geçtikten sonra fark edilebildi. Bu durum, gezegen savunması konusundaki çalışmaların hız kesmeden devam etmesi gerektiğinin altını çiziyor.