Otomotiv sanayisindeki en vizyoner bireylerden Horacio Pagani, Arjantin’in küçük bir kasabasından çıkıp Lamborghini’den ayrılarak süper araba üretiminin zirvesine ulaşan ilham verici bir seyahate sahip.
Birazdan bahsedeceğimiz Horacio Pagani’nin hayat hikayesi; mütevazı bir başlangıçtan, gerçekleşecek büyük hayallere uzanan; otomotiv sanayisini yeniden şekillendiren bir başarıyı içinde barındırıyor.
Arjantin’deki bir kasabada, bir fırıncı ve ressamın oğlu olarak dünyaya gelen bu azimli, vizyonlu adamın kıssası sizlerle…
Horacio’nun mühendislik ve dizayna olan ilgisi, çocuk yaşlarda başlamıştı.
10 Kasım 1955 tarihinde Arjantin’in Casilda kasabasında doğan Horacio’nun annesi ressam, babası fırıncıydı. Kendisi de çocukluk yıllarından itibaren mühendislik ve tasarım hususlarında yetenekliydi.
Arabalara olan hayranlığı nedeniyle, sınırlı kaynaklara karşın mühendislik ve materyal bilimi çalışmalarına ağırlaştı. İlk arabasını 12 yaşında, kendi topladığı hurda gereçlerle bir go-kart olarak inşa etti.
Bu, hafif kompozit gereçler aynıi ileri teknolojilerle çalışma tutkusunu ateşledi ve bir ömür uzunluğu sürecek bir öğrenme yolculuğunun önü açıldı.
20’li yaşlarının başında Formula 2’de çalışmaya başladı.
Formula 2’de yarış otomobilleri tasarlayıp mühendislik yapıyordu ama Arjantin’in kaideleri, hayallerine yetmiyordu. Ötesine çıkmak istiyordu.
Leonardo da Vinci’nin “Sanat ve bilim el ele yürüyebilir.” sözünden ilham alarak teknik yenilikleri ve estetik hoşluğu birleştiren araçlar yapmayı planlıyordu. Planlarını hayata geçirmek amacıyla 1970’lerde, otomotiv dünyasının kalbine, İtalya’ya gitti.
Çabaları sonucunda, Lamborghini’nin efsanevi baş mühendisi Giulio Alfieri ile bir görüşme ayarlamayı başardı.
Alfieri, Horacio’nun azmi ve yeteneğinden etkilenerek Lamborghini’de bir iş teklif etti. Horacio tabii ki bu teklidi kabul etti ve atölyede, küçük çaplı işlerde çalıştı. Kısa sürede, vizyonu şirket içinde fark edildi.
Horacio, otomotiv dünyasında şimdi yeni gelişmekte olan karbon fiber teknolojisine büyük ilgi duyuyordu. Hafif kompozit materyaller üzerinde çalışarak “Countach Evoluzione” gibi projelerde çok önemli bir rol oynadı. Bu tecrübe, hafif gereçlerin otomotiv dizaynını ihtilal niteliğinde değiştirebileceğine olan inancını bir adım daha yukarı taşıdı.
Çok başarılı olsa da Lamborghini idaresiyle kimi uyuşmazlıklar yaşadı.
Horacio, karbon fiber bileşenler üretmek için bir otoklav (özel üretim ekipmanı) inşa etmeyi önerdiğinde şirket yönetimi kabul etmedi. Bu da onu, kendi hayalletinin peşinden gitmeye itti.
1988’de Lamborghini’den ayrılan Pagani, Modena Design isminde bir danışmanlık firması kurdu. Şirketiyle; Ferrari, Lamborghini ve Daimler gibi büyük firmalara karbon fiber mühendisliği konusundaki uzmanlığını sundu. Kendi şirketinin başarısı, Horacio’ya finansal istikrar ve kendi araba markasını kurma yüreği verdi.
1992 yılında Horacio Pagani, İtalya’nın Modena kentinde Pagani Automobili’yi resmen kurdu.
İlk arabası olan Zonda’yı geliştirmek için yıllarca çalıştı. Zonda’nın her köşesi, Pagani’nin sanat ve bilimi birleştirme ideolojisini yansıtacak şekilde titizlikle tasarlandı.
Araç, 1999 Cenevre Araba Fuarı’nda tanıtıldığında, otomotiv dünyasında büyük bir sansasyon yarattı. Karbon fiber yapısı, güçlü Mercedes-AMG V12 motoru ve öncü tasarımı, bir süper otomobilin neler başarabileceğine dair standartları yeniden tanımladı.
Zonda’nın başarısı, Pagani Automobili’yi hiper otomobil üretiminde lider bir marka yaptı. Şirket bu başarıyı 2011 yılında piyasaya sürdüğü Huayra modeliyle devam ettirdi.
İnka mitolojisindeki rüzgar yaradanından ismini alan Huayra, inanılmaz aerodinamiği, özel bir V12 motoru ve şık bir şekilde işlenmiş iç dizaynıyla dikkat çekti.
Horacio’nun fabrikası, klasik araba fabrikalarından farklı olarak bir zanaat atölyesi gibi çalışıyor.
El işçiliğiyle tamamlanmış karbon fiber panellerden özel olarak tasarlanmış titanyum vidalara kadar, her araç en üst seviye kalite standartlarını karşılamak için üretiliyor. Modena’daki fabrikada her sene sınırlı sayıda araba üretiliyor.
Daha fazla muvaffakiyet öyküsü için: