Küstüm otu/çiçeği, dokunulduğunda içeri kapanması yani küsmesiyle biliniyor. Pekala bunu nasıl ve neden yapıyor?
Çoğunlukla tropikal Amerika ve Avustralya bölgelerinde rastlanan küstüm otu, uzun yıllardır biliniyor ve birtakım hastalıkların tedavisinde bile kullanılabiliyor.
Onun en farklı özelliklerinden biri ise küsmesi. Tahminen kimileriniz bunu deneyimlemiştir fakat kaçımız sebebini sorguladık? Neden küstüğünü anlatalım.
Literatürdeki ismi “mimosa pudica” olan küstüm çiçeği, hayli enteresan bir bitki.
Küstüm otu, dışarıdan bir ihtar aldığında harekete geçmeye başlıyor ve yapraklarını çok süratli bir şekilde kapatıyor. Bunu nasıl mı yapıyor?
Yaprakla gövdenin bağlandığı yer sıvıyla dolu ve şişkin. Dokunmai bir ihtar aldığında elektriksel ihtar tabana ulaşıp sıvıyı boşaltıyor. Bu esnada yaprağın üst kısmı suyu kendine çekiyor ve yaprak, aşağı doğru düşmeye başlıyor.
Uyarı, sap boyunca ilerleyerek tüm yaprakların kapanmasına sebep oluyor. Üstelik her şey o kadar süratli oluyor kihemen 1-2 saniye içinde kapanma süreci gerçekleşiyor.
Başka yansılar de verebiliyor.
En bilindik özelliği dokunulduğunda yahut herhangi bir uyaran tarafından tetiklendiğinde kapanması olsa da verdiği farklı reaksiyonlar var. Örneğin, uyarılması uzun sürerse gövdesinden dikenler çıkarabiliyor ve bu şekilde kendini böceklerden koruyor.
Tüm bu ihtarlar mühletince bitkinin iyon konsantrasyonu değiştiği için küstüm otu, ortalama 20 dakika sonra eski hâline dönüyor. Siz daha önce bu enteresan bitkiye dokunup küstüğüne şahit olmuş muydunuz?