1900’lerde hayatımıza dahil olan, arabaların süsü olan kaput süslemeleri, 2000’lerde yavaş yavaş hayatımızdan uzaklaştı. Birtakım otomobil modellerinde hâlâ kullanılsa da genel olarak araçlarda artık kaput süsü görmüyoruz.
Otomobil dizaynının en şık ve bir o kadar da gösterişli ögeleri olan kaput süslerine neden artık rastlamıyoruz?
Sebebini yalnızca estetik korkular olarak görüyorsanız, yanılıyorsunuz.
Kaput süsleri, aslında estetik bir gereklilikten doğmuştu.
Bir gereksinimden fazla estetik bir görüntü yaratmak için kullanılıyor gibi görünse de kaput süsleri, tamamen muhtaçlıktan ötürü araçlarda yerini almıştı. 1900’lü yılların başında araba üreticileri, araçların radyatörlerini gizlemek için şık ve dikkat cazip aksesuarlar tasarlamaya başladılar. Erken dönem araçlarında, şoförler radyatörlerinin ısısını izlemek için çoklukla dışarıda bulunan motometer isimli sıcaklık göstergelerine başvuruyordu.
Ancak bu metal kutular, pek de estetik bir görünüme sahip değildi. Bu noktada otomobil üreticileri, kaput süslerini devreye sokarak hem estetik hem de fonksiyonel bir tahlil sunmuş oldular.
İlk araba maskotları ekseriyetle mitolojik figürler, hayvanlar yahut sanatkarların tasarımlarıydı.
Bu süsler, yalnızca araçları daha alımlı hâle getirmekle kalmıyor, araç sahiplerinin statüsünü de gösteriyordu. Zamanla bu süsler, birer lüks simgesi hâline dönüştü. Rolls-Royce’un ünlü Spirit of Ecstasy heykeli, Bentley’in Flying B’si ve Jaguar’ın Leaper maskotu, bu devrin simgelerindendi.
Bu maskotlar, araçların ön kısmını süsleyen şık figürlerle markaların itibarını de artırıyordu. Bilhassa Rolls-Royce’un Spirit of Ecstasy figürü, markanın lüks ve zarafet anlayışının simgesi hâline geldi. 1911’den bu yana Rolls-Royce araçlarının tamamında yerini bulan bu maskot, bir süs olmaktan çok markanın kimliğini de yansıtan bir sembol hâline gelmişti.
1960’lara gelince bu süsler, eskisi revaçta değildi.
Otomobil üreticileri, güvenlik ve aerodinamik telaşlardan ötürü kaput süslerine eskisi aynıi sıcak bakmıyordu. Çarpışmalarda, kaput süslerinin bir tehdit oluşturabileceği düşünülüyordu. Bilhassa yayalarla yaşanacak bir kazada önemli yaralanmalara yol açabilecek kadar tehlikeli olabilen süsler, tekrar de kimi lüks markalar için vazgeçilmez bir ayrıntı olarak yerini aldı.
Zamanla Avrupa’daki yönetmelikler, yayaların güvenliğini ön planda tutarak kaput süslerinin kullanımını sınırlamaya başladı. Lüks markalar için bir kimlik taşıyan süslerin gizlenebilmesi için Rolls-Royce ve Bentley gibi bilinen markalar, yenilikçi tahliller de geliştirdi.
Kaput süsleri, araçların önündeki özel bir bölmeden geri çekilebilir hâle getirildi.
Aslında bu süslerin çok önemli bir fonksiyonu daha vardı. Sürüş kolaylığı yaşatan bir işaretçi görevi görmeleri, kaputlar için epeyce çok önemli bir özellikti. 1970’lerde bu bu bahis ile ilgili yapılan bir inceleme, kaput süslerinin yolun ortasını işaret eden bir referans noktası olarak kullanıldığını gösteriyor. Bu da aracın daha inançlı bir şekilde sürülmesine yardımcı oluyordu.
Bazı lüks segment markalar, bu süsleri estetik bir ayrıntı olarak yaşatmaya devam ederken kimisi için de bir nostalji ögesi hâline gelmiş durumda. Bilhassa süsler, araba koleksiyoncularının ilgisini çekmeye devam ediyor.
İlginizi çekebilir: